Özürlülüğün çarşı pazar idollerinden (Yerleşip kalıplaşmiş ön yargılardan) soyutladığımızda onun daha iyi anlaşılacağına, akla, çağın gerçeklerine uygun gelecek çözüm yolları bulunacağı ve özürlülükle baş etmenin kolaylaşacağı da bir realitedir. Özürlünün ve özürlülüğün anlaşılmasını güçleştiren ve çözüm yollarını baştan kapalı duruma getiren çeşitli idoller vardır. Bu ön yargıları elediğimizde, esas çözmek zorunda olduğumuz özürlülük problemini, salt olarak çözümlememiz daha kolaylaşacaktır. Örneğin; Nasıl buğdaya karışmış yabancı maddeleri eleyip ve karışanları seçip ayıklıyorsak, işte özürlülüğe karışmış, ona yapışık kalmış olan ve onunla özdeşliği olmayan ilinek olarak onda var olduğu sanılanları bir bir ayıkladığımızda belki de yeni bir tanı ve uygulama metodu da ortaya çıkacaktır. Felsefe bu metoda dışarıya atma metodu olarak sıkça baş vurmaktadır.
Özürlülük insanın var olduğu günden bugüne kadar süre gelen bir problemdir. Zaman içerisinde bazıları çözümlenerek gündemden düşmüştür. Bazıları da daha kompleks ve karmaşık hale dönüşmüştür. İşte bu kompleks duruma dönüşenin çözümü kolaylaşacağı yerde zorlaşmıştır. Bu kategori de zihinsel özürlülüktür. İşte zihinsel özürlülüğün anlaşılmasını güçleştiren ve çözüm yollarını zorlaştıran bu idoller nelerdir? Gözden geçirelim...
1- Korku İdolleri (Zihinsel Özürlülükten ve Zihinsel Özürlüden Korkma); Toplumda fobiye dönüşen bu ön yargılar kırılarak problem bir obje olarak ve korkusuzca ele alındığında çözüm kolaylaşacaktır.
2- Psişik İdolleri (Duygusallık, Acıma ve Acındırma Ön Yargıları); Ah ah, vah vah, ağlama sızlanmalar, acıma ve acındırmaları işin içine katmaktan kaçınırsak problemi daha kolay çözümleriz.
3- Sosyal İdoller (Herkes Bir Özürlü Adayıdır Ön Yargısı); Benim başıma da bu felaket gelebilir öyle ise yardımcı olayım. Halbuki özürlülük bir felaket değil çözülmesi gereken bir sorundur. Yani başımıza gelmezse çözmemek gibi bir lüksümüz yoktur.
4- Özrünü ve Özürlüsünü Sömürme İdolleri (Özürlüyüm Şunları Vereceksiniz, Özürlüm Var Herkes Bana Yardım Etmeğe, Hizmet Vermeğe Mecburdur Önyargıları); Sadaka kültürünü yıkarak Sosyal devlet ilkesi doğrultusunda kanunlar çıkararak hakkı olanı istemek ve elde ederek problem daha kolay çözümlenecektir.
5- Dini İdoller (Allah Böyle Yarattı Bizlere Düşen Allah Rızası İçin Onlara Bakmaktır Önyargısı); Çağımızda hastalıklar tıp bilimi içerisinde ele alındığında, bakım kurumları kurulduğunda çözüm kolaylaşacaktır.
6- Sahte Sevgi İdolleri; Sizleri çok seviyoruz sizleri gördükçe sağlıklı olmamızın değerini anlıyoruz. Aşırı sevgi göstermenin yerine akılcı çözüm yolarıyla bir insan ilişkisi kurmak ve geliştirmek problemin çözümünü kolaylaştıracaktır.
7- Aşırı Korumacı İdolleri; Özürlülüğün kayıp derecesine göre ona destek verilmeli, ama onun gelişimini ve kişiliğini yok edecek aşırı korumacılık ön yargısı kırılarak bağımsız bir birey olduğunun güveni kazandırılarak problem daha kolay çözümlenecektir.
8- Savunma Mekanizmaları İdolleri (Örneğin, Polyannacılık Önyargısı); İyi ki özürlü olmuşsunuz, bakın bu durumunuz nasılda sizi nitelikli kılmış. Sabırlı, bilgili, hak arama azmi kazandırmış, aileniz de size destek oluyor, sizlere imreniyoruz... Bunun yerine doğru ve dürüst davrandığımızda problem daha kolay çözümlenecektir.
İşte bu saydığımız ve de sayamadığımız ön yargılardan kendimizi kurtarmalıyız. Özürlülük konusunda kollektif akıl ve bilimsel çözüm yolları aranırsa hem problemimiz daha gerçekçi, daha kısa sürede ve daha az maliyetle çözülecektir.
Bu idolleri rafine edersek öncelikle özürlülük alanındaki bilincimiz yükselecektir. Özürlülüğün toplumsal bir sorun olduğu gerçeğine bizi götürecektir. Her toplum bu sorunlarla karşı karşıyadır ve bunu da çağın gerçeklikleri içerisinde kendine uygun gelecek tarzda çözmekle görevlidir. Özürlülük doğal bir olgudur. Nasıl ki bazı ağaçlar eğri ise, nasıl ki bebeklik yada yaşlılık vb. temel insanlık problemi ise özürlülükte aynıdır. İşte anayasa yapımcılarımız da bunu öngördüğünden devletimizin niteliklerinden en önemlilerinden birisini de “Sosyal Devlet” olarak saymıştır.
Demek ki devletimiz vatandaşını özürlü ve özürsüz olarak ayırt etmeden korumak onlara doygun bir yaşam sağlamak, mutlu bir yaşam sürüp güven içerisinde olduklarını anayasal bir sözleşme ile yüklenmiştir. Dolayısıyla haklar ve menfaatler kulandırılırken bunun yolları yasalardır. İşte bu yasalarla bizler sorunlarımızı çözeceğiz, ön yargılarla değil. |